‘Çok kırık kalbimiz’
Türk tiyatrosunun duayen isimlerinden Ayten Gökçer hayatını kaybetti. 84 yaşındaki sanatçının vefat haberini kızı Aslı Gökçer “Kafa tuttuğu hastalığın, kafası bile yerinde değilken… En yakınlarımızı bile inandıramadık hastalığına çünkü zekâsı her şeyin önüne geçti. Son zamanlara kadar şaşırttı, kahkahalara boğdu, yetmez gibi akıl verdi. Bu sefer gitmeyi seçti kalbinden hiç eksiltmediği annesine, Cüneyt’ine… Aslı’sını, Efe’sini, Yonca’sını, damadı Kerem’ini, Ayşen’ini, Cansu’sunu Lal’ini güçlü yüreğine aldı ve sessizce gitti. Çok sevdik seni annem, çok kırık kalbimiz” sözleriyle duyurdu.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise “Sinema ve tiyatromuzun duayenlerinden Ayten Gökçer’in vefatını büyük bir üzüntüyle öğrendim. Sanatıyla ardında derin izler bırakan kıymetli sanatçımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve tüm sanat camiamıza başsağlığı diliyorum” ifadelerini kullandı. Gökçer, bugün öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’na eşi Cüneyt Gökçer’in yanına defnedilecek.
1940 yılında Ankara’da dünyaya gelen ve 1952’de Ankara Devlet Konservatuarı’nın bale bölümüne girdi, 1958’de Ankara Devlet Tiyatrosu’nun sanatçı kadrosunda göreve başladı. 1964 yılında tiyatro oyuncusu Cüneyt Gökçer ile dünya evine giren çiftin bu evlilikten Deniz Gökçer ve Aslı Gökçer Oba adında iki çocukları oldu. Gökçer, sinemaya 1965’te rol aldığı ‘Taçsız Kral’ adlı filmle başladı. Ancak daha sonraki yıllarda sinemadan daha çok tiyatroya önem verdi. “Yedi Kocalı Hürmüz” adlı müzikalde ‘Hürmüz’ rolü ile izleyici karşısına çıktı. 1988 yılında devlet sanatçısı unvanına kayık görülen Ayten Gökçer, sanat hayatı boyunca sayısız ödül kazandı. 1999’da Kanal D’de yayınlanan ‘Yılan Hikayesi’ ile televizyonda seyirciyle buluştu. Usta oyuncu, son olarak 2017 yapımı ‘İstanbul Kırmızısı’ adlı sinema filmi ile izleyici karşısına çıkmıştı.
‘Tiyatroya bir tek taş geldi’
Gökçer 2013 yılında Posta’ya verdiği bir söyleşide, “Küçük Tiyatro’daki çocuk oyunlarında bale yaparken Muhsin Bey (Ertuğrul) beni görüp; “Sen çok iyi bir tiyatrocu olacaksın, dans ederken yüzündeki ifadeler çok doğal ve yerinde” dedi. 1958’de Devlet Tiyatrosu sınav açtı, dört kişi kazandık. Giriş o giriş Devlet Tiyatrosu’na. Bir gün Muhsin Bey’in odasında Cüneyt Gökçer’le karşılaştım. Muhsin Bey; “Bak Cüneyt, Devlet Tiyatrosu’na bir tek taş geldi” diye tanıştırdı beni” demişti.
‘Işığınız şahaneydi’
Ayten Gökçer’in vefatının ardından ünlü isimler de üzüntülerini sosyal medya hesaplarından dile getirdi:
Melek Baykal: “Ayten ablam… Çok değerliydin benim için… Üç gün önce rüyamdaydın… Çok üzgünüm çok…”
Nilgün Belgün: “Türk Tiyatrosu’nun en güzel en iyi oyuncularından biriydi. Çok da eğlenceli matrak bir kadındı. Beni çok severdi ben de ona hayrandım.”
Armağan Çağlayan: “En çok ‘ışığımı kapatma şekerim’ derdiniz çekimlerde Ayten Hanım… Oysa ki sizin kendi ışığınız zaten şahaneydi…”
Hülya Koçyiğit: “Daha dün seni anmıştık oysa ki… Ne diyeceğimi bilmiyorum. Bir an var, o da şu an… Keşke anmışken arasaydım.”